Koleksiyonlar
Sakıp Sabancı, Kitap Sanatları ve Hat Koleksiyonu’nu oluşturmaya Sultan II. Mahmud’un (salt. 1808-1839) yazmış olduğu bir levhayı satın alarak başladı. Koleksiyon, 1980’lerde alınan özel koleksiyonların da katkısıyla zenginleşti. Eserlerin 1989’dan itibaren yurtdışındaki önemli müzelerde sergilenip büyük ilgi görmesi, Sakıp Sabancı ve ailesinin bu koleksiyonu geliştirme ve bir müze oluşturma düşüncesini güçlendirdi. Atlı Köşk, 1998’de müzeye dönüştürülmek üzere Sabancı Üniversitesi’nin kullanımına tahsis edildi. Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi adıyla, 2002’de ziyarete açıldı. Atlı Köşk’ün alt katı, Sabancı ailesinin köşkte yaşarken kullandıkları eşyayla birlikte, o dönemin bir hatırası olarak korundu; üst kat odaları ise Kitap Sanatları ve Hat Koleksiyonu’nun sergilendiği salonlara dönüştü. Sakıp Sabancı Müzesi Kitap Sanatları ve Hat Koleksiyonu, 14. yüzyılın sonlarından 20. yüzyıla kadar olan dönemi kapsayan, Türk ve İslam sanatlarının nadir örneklerinden oluşur. Bu eserler arasında, ünlü sanatkârlar tarafından hazırlanmış el yazması Kuran-ı Kerim nüshaları ve dua kitapları, hattat, musavvir ve müzehhiplerin tek yaprak halindeki kıt’alarını bir arada toplayan murakkalar, duvara asılmak üzere hazırlanmış büyük boyutlu hat levhaları, Osmanlı sultanlarının bezemelerle çevrelenmiş, tuğralı diplomatik belgeler ile hattatların yazı yazarken kullandıkları gümüş, mercan, fildişi ve bağa gibi değerli madenler ve organik malzemelerden yapılmış aletler yer alır. Kutluğ Ataman’ın simetrik yazı kompozisyonlarını çağdaş bir yorumla hazırladığı videosu ise koleksiyonun tek dijital eseri olup günümüz sanatı ile bağ kurar.
Sakıp Sabancı Müzesi Resim Koleksiyonu, Türkiye resim tarihinin bir dönemine odaklanan kişisel bir koleksiyon olmanın ötesinde, erken dönem Türk resminin gelişimine dair önemli ipuçları veren kültürel bir birikimdir. 1970’lerde Sakıp Sabancı tarafından oluşturulmaya başlanan bu koleksiyon, SSM Kitap Sanatları ve Hat Koleksiyonu’nun tarihsel devamı niteliğindedir. İmge üretimindeki dönüşümü ve sanatçı kimliğinin değişen anlamlarını ortaya koyan koleksiyon, Osmanlı İmparatorluğu’ndan Türkiye Cumhuriyeti’ne uzanan modernleşme sürecinin izlerini taşır. SSM Resim Koleksiyonu, Osmanlı dönemindeki etkisi altında gelişen resim sanatından, sanata düşünsel bir temel oluşturma iddiasındaki Cumhuriyet kuşağı çalışmalarına kadar uzanan süreci yansıtarak, Türkiye sanat tarihinin bu döneminin kuşaklararası etkileşim ve değişim anlarını görünür kılmaktadır.
Sakıp Sabancı Müzesi Mobilya ve Dekoratif Eserler Koleksiyonu, Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminde gerçekleşen Batılılaşma hareketinin somut bir yansıması niteliğindedir. 19. yüzyılda devlet kurumları, askeri birimler ve eğitimde yaşanan köklü dönüşümler sosyal hayatı da etkilemiş, özellikle İstanbul’da yeni bir yaşam tarzının doğmasına zemin hazırlamıştır. Avrupa mimarlık tarihine özgü Barok, Rokoko, Neoklasik ve Ampir üsluplarının etkisinde tasarlanan yeni binaların iç mekân tasarımı da bu doğrultuda gelişmiş, mobilyaların seçimi Avrupa kökenli bu eklektik tarzlardan ilhamla, yer aldıkları yapının mimari üslubuna uyum sağlamıştır. Bu etki, 1920’lerin ikinci yarısında inşa edilen Atlı Köşk’te, bugün “Aile Odaları” başlığı altında muhafaza edilen mekânlarda da görülür. Köşk’ün ilk sahipleri olan Hıdiv Prensi Mehmed Ali Hasan’ın ailesi tarafından başlatılan ve devamında Sabancı ailesi tarafından genişletilen koleksiyon, altın varaklı ayna, konsol ve masalar, görkemli kristal avizeler, Fransız goblen ve ipek döşemeli salon takımlarının yanı sıra, Sèvres tarzı porselen vazolar, Fransız üretimi konsol saatleri ve bronz döküm heykeller gibi aksesuarları içerir. Bu değerli birikim, 19. yüzyılın ortasından başlayıp 20. yüzyılın ilk çeyreğine kadar Avrupa’da olduğu gibi İstanbul’da da etkili olmuş döşeme modasının seçkin örneklerini oluşturur.
Sakıp Sabancı Müzesi Arkeolojik Eserler Koleksiyonu, müzenin bahçesinde sergilenmekte olan yirmi iki adet taş eserden oluşmaktadır. Çoğunluğu mimari öğelerden meydana gelen koleksiyonda geç antik döneme ait mermer sütun başlıkları sayıca en kalabalık grubu oluşturur. İyon, Korint ve ikisinin bileşimi olan kompozit düzendeki sütun başlıkları, form ve bezeme özellikleriyle Geç Antik dönem taş işçiliğine dair bir seçki teşkil ederken, başlıkların üzerindeki çeşitli izler onların ikincil kullanımlarına yönelik önemli bilgiler de sunar. Sütun başlığı grubu içerisinde 19. yüzyıla ait olduğu düşünülen dört adet kompozit düzendeki sütun başlığı, Antik-Geç Antik dönem motiflerinin Neoklasik dönemde nasıl yorumlandığını göstermesi açısından önem taşır. Bu grubun içinde, Geç Antik döneme ait bir sütun başlığının 19. yüzyıl ustaları tarafından yeniden işlendiğine dair izler bulunmuştur. Koleksiyondaki diğer eserlerin içinden, antik Yunan-Roma mitolojisine ait sahnelerin tasvir edildiği iki örnek özellikle dikkat çekicidir. Bunlardan biri tanrıça Kybele motifli bir sunak, diğeri ise Olympos tanrılarıyla devlerin savaşını (gigantomakhia) betimleyen bir sütun tamburudur. Koleksiyonda Orta Çağ’a ait olan en geç tarihli örnek, Bizans kiliselerinde sunak ile naos kısımlarını birbirinden ayıran, templon ya da ikonastasis olarak adlandırılan bariyerlerin üzerinde yer alan arşitrav (baştaban) bloğudur. 11. yüzyıla olup ait Küçük Asya özellikleri taşıyan arşitrav, dini sembollerin yapı içindeki dekorasyonda ifade edilmesine dair özel bir örnektir.