Peyzaj | SSM
Resim Koleksiyonu

Fausto Zonaro

1854-1929

Peyzaj

1892

1854’te Padova’da doğan İtalyan ressam Fausto Zonaro, İstanbul’a ilk kez 1891’de, şair eşi Elisabetta Pante ile birlikte gelir. Kentin ışığına, kıyı yaşamına ve gündelik ritmine duyduğu ilgiyle Haliç, Boğaziçi ve Marmara kıyılarını gözlemleyerek manzara resimleri üretmeye başlar. 1892 tarihli “Peyzaj”, sanatçının İstanbul’daki ilk yıllarında ürettiği bu erken dönem manzaralar arasında yer alır.
 
Zonaro’nun gözlemci yaklaşımının ve şiirsel anlatımının dikkat çekici bir örneği olan bu kompozisyon, gün batımına yaklaşan bir anı kayda geçirir. Gökyüzünün pembemsi tonlara bürünen bulutlarıyla birleşen deniz yüzeyi, ufuk çizgisini neredeyse görünmez kılar. Alçalan güneşin ışığı suya yayılırken, arka plandaki ağaçlar ve yapılar silüetlere dönüşür. Sakin suların üzerinde süzülen kürekli kayık ve yelkenli tekne ise kompozisyona ritim ve denge kazandırır.
 
Yüzeydeki küçük fırça darbeleri, ışık ve renk lekeleriyle yaratılan atmosfer, Zonaro’nun Paris’te geçirdiği yıllarda gözlemlediği Empresyonist yaklaşımla kurduğu ilişkiyi hissettirir. Ancak natüralist üslubu yine de gözleme dayalı gerçekçiliğini korur. Ressam, bu eserde yalnızca bir manzarayı değil, zamanın yavaşladığı ve doğanın kendi ritmine büründüğü bir geçiş anını resmeder.
 
Ön plandaki tekneler arasında kurulan karşıtlık – kürek çeken figürlerin senkronize hareketiyle yelkenin hafifçe rüzgarla doluşu – insan emeği ile doğanın gücü arasında sessiz bir diyalog önerir. Gündelik hayata dair bu ayrıntılar, manzaranın durağanlığıyla dengelenir; izleyiciye hem tanıdık hem de zamansız bir İstanbul tahayyülü sunar.
 
Kıyı şeridinde beliren mimari öğeler, ağaç siluetleri ve kırmızı çatılı yapılar, sahneye yerel bir kimlik kazandırırken belirli bir topografyadan çok, İstanbul’a dair kolektif bir belleği çağrıştırır. Zonaro bu şehirde yalnızca doğayı ya da mimariyi değil, onların birlikte yarattığı atmosferi gözlemlemeye yönelir. Doğu’yu masalsı bir egzotizmle idealize eden çağdaşlarının aksine, doğrudan gözleme dayanan yaklaşımıyla İstanbul’u içeriden bir bakışla ele alır.
 
Zonaro’nun İstanbul’daki sanat yaşamı, II. Abdülhamid’in ilgisiyle birlikte saray ressamlığına kadar uzanır. 1896’da “Ressam-ı Hazret-i Şehriyari” unvanını alarak sultanın resmî sanatçısı olur. Ancak “Peyzaj”, onun henüz saray çevresine dâhil olmadığı, İstanbul’u bir ziyaretçiden çok bir gözlemci olarak deneyimlediği yıllara aittir. Suyun sessizliği, gökyüzünün geçici renkleri ve kıyının silikleşen konturlarıyla bu tablo, Zonaro’nun kente dair gözlem ve duyarlılığını yansıtan yalın bir ifadedir.

Detaylar

Başlık
Peyzaj
Sanatçı

Fausto Zonaro

Tarih
1892
Boyutlar
46 x 85 cm
Malzemeler
Tuval üzerine yağlıboya
Bulunduğu Yer
Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi (Emirgan, İstanbul, Türkiye)
Telif Hakkı
© Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi


İlgili Eserler

Fırtına

Fırtına

Detaylı İncele

Kategoriler

Konu

Resim Koleksiyonu

Format

Tuval üzerine yağlıboya

Sanatçı / Yaratıcı

Fausto Zonaro

Tarih / Dönem

1892

Coğrafi Konum

İstanbul, Türkiye