Haberler ve Blog
Makale

Abdülmecid Efendi ve Pierre Loti’nin Dostluğuna Dair

01 Aralık 2022
Abdülmecid Efendi ve Pierre Loti’nin Dostluğuna Dair
Abdülmecid Efendi (1868–1944), Sarayburnu’nda Günışığı, 1912⁣⁣, Tuval üzerine yağlıboya⁣⁣, 43,8x54,3 cm⁣⁣, Ville de Rochefort, Maison de Pierre Loti Koleksiyonu, Fransa⁣⁣, env. no ESC.20⁣⁣
Abdülmecid Efendi (1868–1944), Boğaziçi, 1912⁣⁣, Tuval üzerine yağlıboya⁣⁣, 43,8x54,3 cm⁣⁣, Ville de Rochefort, Maison de Pierre Loti Koleksiyonu, Fransa⁣⁣, env. no ESC.21
  • Pierre Loti resim seven bir yazar, Abdülmecid Efendi de edebiyat seven bir ressamdır.
  • Pierre Loti Osmanlı topraklarında 1870–1913 arasında sekiz ayrı ziyarette bulunarak toplam üç yıla yakın bir zaman geçirse de Abdülmecid Efendi ile yedinci ziyaretinde, 1910’da tanışmıştır. Zira hanedan üyesi bir şehzade ile arkadaşlık kurabilecek saygınlığa erişmesi, Türk dostu bir yazar ve akademisyen olarak padişahla büyükelçiler arasında bir aracı konumuna gelmesi zaman almıştır.
  • İlk buluşmaları 24 Ağustos 1910'da; Türkler, Fransızlar ve Levantenler arasındaki geniş ilişkiler ağının tam göbeğinde yer alan Ostrorog ailesinden Kontes Ostrorog aracılığıyla gerçekleşmiştir. Şehzadenin Bağlarbaşı’ndaki köşkünde öğle yemeği yerler.
  • Pierre Loti yazılarında Abdülmecid Efendi’yi, hayatının yirmi sekiz yılını II. Abdülhamid rejimi altında esarette, hatta neredeyse hücre hapsinde geçirmiş bir şehzade olarak anlatır.
  • Bu dostluk, II. Abdülhamid’in yönetimi boyunca süren esaretinden, 1909’da Jöntürk ihtilaliyle kurtulup yeniden görünür hale gelen şehzade için uluslararası tanınırlık arzusu bakımından önemlidir.
  • Pierre Loti, Abdülmecid Efendi’nin Tarih Dersi adlı tablosunun 1914 Paris Salonu’na katılmasına önayak olarak, şehzadenin resimlerinin Paris’te tanınmasına vesile olmuştur. Böylece Abdülmecid Efendi Paris Salonu’nda eseri sergilenen ilk Osmanlı hanedan üyesi olur.
  • Abdülmecid Efendi’nin Pierre Loti’ye hediye ettiği iki tablosu, bugün Rochefort’daki Pierre Loti Evi Müzesi’ndedir; ve Abdülmecid Efendi: Şehzade’nin Sıra Dışı Dünyası sergisi süresince Sakıp Sabancı Müzesi’nde görülebilir. Loti’nin evinde bir cami gibi tasarlanmış odaya giden merdivenin duvarına asılmış olan bu tablolar, şehzadenin yaşadığı hapis hayatı dolayısıyla kişisel nitelik taşıyan iki Boğaz manzarasıdır.
  • Abdülmecid Efendi’nin Pierre Loti’ye yazdığı bazı mektuplar, Orhan Koloğlu’nun yayına hazırladığı Büyük Dost Pierre Loti’ye Mektuplar adlı kitapta yayınlanmıştır ve bugün İzmir Büyükşehir Belediyesi Ahmet Piriştina İzmir Kent Arşivi ve Müzesi Koleksiyonu’nda bulunmaktadır.
  • Pierre Loti, Balkan Savaşları ve I. Dünya Savaşı sırasında Türkleri Avrupa’da coşkulu bir şekilde savunmuştur. Abdülmecid Efendi de ona şükranla, eserlerini korumak ve Türkçeye kazandırmak için Pierre Loti Cemiyeti’nin kurulmasına önayak olmuştur. Şehzadenin himayesinde elli civarında edibin, 10 Aralık 1919 tarihinde kurdukları bu cemiyetin ilk ve son faaliyeti, Dârülfünûn Konferans Salonu’nda 23 Ocak 1920 tarihinde düzenlediği toplantı olmuş ve Süleyman Nazif, Loti’ye “İstanbul’un Fahrî Hemşehrisi” unvanının verildiği bu toplantıda meşhur “Pierre Loti Hitabesi”ni okumuştur. Cemiyetin otuz iki kişilik Şeref Heyeti’nde yer alan edipler arasında Abdülhak Hâmid (Fahrî Reis), Müftüoğlu Ahmed Hikmet, Cenab Şahabeddin, Hâlid Ziya, Hâlide Edib, Ali Ekrem, Mehmed Emin (Yurdakul), Mehmed Âkif ve Veled Çelebi vardır. İdare Heyeti’nde ise Ahmed İhsan (Reis), Bedri Nedim, Celal Sâhir, Kâzım Şinasi, Velid Ebüzziya ve Yahya Kemal yer almıştır.
  • Abdülmecid Efendi, Pierre Loti’nin ölümünden sonra da onu onurlandırmaya devam etmiş, 1931’de Mercure de Flandre dergisinde yayımlanan Pierre Loti vu par ses contemporains (Muasırlarının Gözlerinden Pierre Loti) adlı yazı dizisinin hamiliğini üstlenmiş, 1933’te de Uluslararası Pierre Loti Dostları Derneği’nin bağışçı üyesi ve fahri başkanı olmuştur.
Abdülmecid Efendi’nin Pierre Loti’ye yazdığı ve hediye ettiği tablolarla gönderdiği 18 Ağustos 1912 tarihli mektup. Ancienne coll. Bérail/Pierre-Loti-Viaud ; coll. part., cliché Ravon.
Sevgili kumandan,
Mütemadiyen güzel sanat şaheserlerinin yaratıldığı bir yurda iki küçük tablo göndermek kuşkusuz cüretkâr bir davranış.
Bu vesileyle, üzerimde kalıcı izler bırakmış olan anılarımı, iyisiyle kötüsüyle, yeniden yaşatmak isterim.
Birincisi: güzel Sarayburnu, otuz üç sene boyunca hüzün ve keder içinde izlediğim manzara.
Bu asla ulaşamadığım İstanbul, kendini daima penceremin ötesinde sunar. Bu pencere ki, çok eskiden hafızamdan silinmiş bir günde, çok sevgili babam Sultan Abdülaziz’in katillerinin giriş noktası olmuştu.
Babam bu pencerenin çok yakınında can verdi.
Öteki tablo, Çamlıca’dan Hz. Yuşa Tepesi’ne uzanan bir Boğaz resmi. Bu muhteşem manzara, canlı ve neşeli renkleri ve aydınlık ortamı sayesinde, uzun zaman boyunca benim yalnızlığımın tek avuntusu oldu. Ayrıca, bu güzel yerde siz Osmanlı ve Müslüman Dostu saygıdeğer yazar ile tanışma fırsatım oldu.
Size olan içten hayranlığıma inanın, sevgili kumandan ve üstat.

Abdülmecid
18 Ağustos 1912

Sol: Abdülmecid Efendi, Zonaro Aile Arşivi., Sağ: Pierre Loti, Milli Saraylar Koleksiyonu.

Daha Fazla

Melek’in Son Yılları: Şükriye Dikmen’e Mektuplar

Makale

14 Haziran 2024

Melek’in Son Yılları: Şükriye Dikmen’e Mektuplar

Melek Celâl’in hayatının son yıllarına ışık tutan en önemli kaynaklardan biri, değerli dostu Şükriye Dikmen’e yazdığı mektuplardır. Bugün İBB Atatürk Kitaplığı Koleksiyonu’na kayıtlı olan 76 adet mektupta, Melek’in kendinden yirmi iki yaş küçük bu ressam kadına açtıklarını okuyor; Münih’in havasına hiç alışamadığını, resim yapmaya çeşitli atölyelerde devam ettiğini, eserlerinin yer aldığı sergileri, konuşmacı olarak davet edildiği konferansları, gezdiği sergileri, sanatçılara ve yeni akımlara dair fikirlerini öğreniyoruz.


Etiketler
#Hat #Kıta#Eser #SSMKoleksiyonu#Resim#HalilPaşa#Halayık#YıldızParkı