"Özenti" kelimesi, genellikle alaycı veya küçümseyici anlamda kullanılır ve samimiyetsizlik, sahtelik ve gerçekliği olmayan bir şey gibi görünme çabası olarak, olumsuz bir şekilde değerlendirilir. Özenme suçlaması sınıf ve eğitim bağlamında da yaygınlıkla kullanılır, öyle ki bireyler, sosyal geçmişleri ve statülerine aykırı davrandıkları sezildiğinde ağır bir şekilde yargılanırlar. Halbuki filmlerdeki aktörler çeşitli karakterleri oynar ve somutlaştırır, müzisyenler beste yapar ve video çeker, edebiyat ve sanat eserleri yaratılır ve bunların hepsi aslında hayali hikâye ve senaryolar barındırarak bizi değiştirir ve başka dünyalara taşır.
Hayatın her alanında rol yapmak, "özenmek," birçok bağlamda olumsuz bir şekilde görülse de, dünyaya daha yaratıcı bir şekilde yaklaşmak için gerekli bir katalizördür. Sahnelenen hikâyeler bize gerçekleri öğretebilir ve aslında kavraması zor olan meseleleri özümsemeyi kolaylaştırır. Her türlü durumda "özenti," hayatımızın monotonluğuna zenginlik katarak bizi gerçekliğimizden sağlıklı bir şekilde uzaklaştırabilir.
Bu bağlamda, 1980’lerde Amerika’da ortaya çıkan "Voguing" kültürü, stilize edilmiş, son derece özenti içeren dans hareketlerinden oluşur. Bu fikri yansıtmak için, yüzün önünde yapılan "Voguing" pozlarıyla oluşturulan negatif alan kullanılarak yaratılan yüz ve başlık parçaları, makyaj aletleri için bölmelerle birleşerek adeta “özenme” için eksiksiz bir "kit" yaratır.
"Voguing" duvarı, her bir eserin farklı bir poz verdiği bir dizi "Voguing kit" olarak sunuluyor. Her bir eser üzerine programlanmış ışık projeksiyonu, her seferinde farklı bir poz ortaya çıkarıyor. Bu projeksiyon, duvara monte edilen asıl fiziksel formla birlikte hareketli bir animasyon meydana getiriyor.