Fatih Sultan Mehmed, hedefine muazzam bir enerji ile odaklanabilen, son derece zeki, hırslı, düşüncelerinde büyük derinlik olan bir hükümdardı. II. Mehmed cihan hükümdarlığı idealinin peşinden koşmuş. Konstantinopolis’i aldıktan sonra kendini “Kayzer-i Rûm” ilan etmiş, gayet zekice bir propaganda faaliyeti yürütmüştü. Hem Doğu’ya hem Batı’ya ince mesajlar vermek üzere farklı sanat üsluplarıyla ilgilenmiş, en son askeri teknolojiyi dikkatle izleyip bu arada İtalya’yı istila ve Roma’ya yürüme planları yaparken bile, önde gelen İtalyan sanatçılara portre ve madalyonları için poz vermekten geri durmamıştı. Yüce cengâver hükümdar olarak hisarının inşasıyla, devasa topların dökümüyle ya da gerekli malzeme ve mali kaynağın toplanmasıyla bizzat ilgilenmişti. Kendine binbir dilden kitaplarla dolu bir kütüphane oluşturan âlim bir kişi, pek çok Batılı çağdaşından daha geniş imkânlara hükmeden bir sanat hamisiydi.